FOÇA’DA BİR DÖRT DUVARIN, MUHTEŞEM HİKÂYESİ
Sebahattin Karaca / Foça Aliağa Haber / Ege Hakimiyet Gazetesi / Demokrat Foça Gazetesi / Günaydın Ege / Alfa Tivi /
Rum Tüccar, Küçük Denizde sürdürdüğü işini çok büyütmüştü. Bir taraftan denizden, kale içine giden meyilli yoldan başlayan, bugünkü (Liman Restaurant’ın olduğu yer) diğer taraftan ( Şimdi ki) Ziraat Bankasının da bulunduğu alanı da kaplayan mülkiyeti, üzerinde sürdürdüğü ticareti için, derinliği 30, uzunluğu 200 metreden fazla olan bir kapalı alanda uluslararası ticaret yapardı.
Ticareti için gerekli olan yükleme rampaları, hangarlar, depolar, idari bölümler aynı binada mevcuttu. Ticaretini deniz yoluyla Avrupa’dan, Japonya’ya kadar gerçekleştirirdi Sattığı ürünler genel olarak tuz, narenciye, üzüm ve tütünden oluşurdu. Bugün öğretmen evi diye anılan bina, ailesinin yaşadığı evi idi. Dikdörtgen, görkemli ve büyük olan binanın bahçesi de bir o kadar güzeldi. İçinde her türlü meyve ağacı vardı. Evin hemen arkasında bulunan çeşme yaz kış gürül gürül akardı. Çeşmenin iki akarı ( Çörten) vardı. Birisi bahçe duvarının içinde idi ve ev ile bahçenin ihtiyacını karşılardı. Diğer yarısı da mahalle halkı tarafından kullanırdı.
O yıllarda Foça limanı yine büyük ve küçük deniz olmak üzere iki ayrı noktadan oluşmuştu. Büyük Deniz Limanında da iki büyük hangar ( Depo) bulunmaktaydı. Küçük denizdeki depo ve hangarların benzerleri büyük denizde de bulunmaktaydı. Foça limanı, ihracat açısından önemli bir liman kentiydi. Halk arasında o zaman ki nüfusun 25.000 olduğu hala söylenmektedir.
Rum asıllı tüccar işlerin yönetimi için bir İtalyan’ı müdür görevlenmiştir. İtalyan müdür için gereken evi, kendi evinin biraz ötesinde 1881 yılında yaptırmıştır. 1881 yılı hikayenin de başlangıç yılı olmuştur. Çok uzun yıllar işletmeyi yöneten müdürün malikânesi olarak kullanılan, daha sonra mübadele ile halkların değişimi söz konusu olduğu yıllarda bile, bina içinde İtalyan müdür olduğundan boşaltılmamıştır. Ancak uzun yıllar ortalıkta görülmeyen İtalyan müdürün akıbeti ile ilgili yapılan araştırmada, müdürün bir daha gelmemek üzere Foça’yı terk ettiği tespit edildikten sonra (1930) binaya el konulmuş ve bina devletin tasarrufu altına girmiştir.
Altı yıl boyunca Kaymakamlık Lojmanı ve Türk Ocağı olarak kullanılan bina, 1936 mali kriz sırasında, ihale ile satılmış, zamanın Foça kökenli tütün tüccarı Kadri Kurt binanın yeni sahibi olmuştur. Kadri Kurt bölgenin en tanınmış simalarından olup, yaptığı tütün tüccarlığı ile adını duyurmuştur. Öyle ki II. Dünya savaşı sırasında Yunanistan, Akdeniz ve Türkiye’ de bulunan Alman ordusunun tütün ihtiyacını karşılamıştır.
Kadri Kurt 1950’lili yıllarda gönüllü olarak ailesi ile birlikte İzmir’ e göç etmiştir. Göçten önce malikânesini Cemil Midilli’ ye satmıştır. Reha Midilli’nin de içinde yetiştiği, arkasında bahçesi de bulunan bina Cemil Midilli tarafından, Genç Bir Turizmci Çifte satılmıştır. Binanın yapılışının tam 100. yılında 1981 yılında Otel olarak hizmet vermeye başlamıştır. Bina kısa sürede Foça turizmi içerisinde hak ettiği yeri almıştır. Muhtelif zamanlarda üç ayrı izinli yenileme geçirerek, kaliteli, sıcak, samimi otelcilik hizmeti vermeyi sürdürmüştür. Tanınmış siyasetçi, ressam, sanatçı, yazar, şair, sporcu, müzisyenleri büyük bir gururla ağırlamıştır.
Aziz Nesin, Oktay Akbal, Avni Arbaş, Erdal İnönü, Bahriye Üçok, Kemal Anadol, Habib Bektaş, Semih Poroy, Türkan Akyol, Kayahan Acar, Nazan Öncel, Rüştü Şardağ, gibi kişiler bunlardan bazılarıdır.
Binanın dört duvarı çalışanlarının güler yüzlü hizmeti, neo klasik tarzı, temiz ve rahat ortamı, samimi atmosferi ve Küçük Deniz Limanında ki muhteşem konumu ile
1- Misafirlerini memnun etmek için,
2- Asil geçmişine layık olabilmek için,
Her gün kapılarının açıldığını görmeye devam etmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.