İzmir Valisi Oğuz Kağan Köksal, ülke geleceği açısından esnaf ve sanatkarların çalışmalarının büyük önem taşıdığını ifade etti.
Esnaf ve sanatkarların Avrupa Birliği (AB) müzakere sürecinde karşılaşacakları istihdam ve mesleki eğitim sorunları, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İESOB) tarafından bir AB projesi olan Mesleki Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi (MGEP/SVET), Milli Eğitim İzmir İl Müdürlüğü ve Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Avrupa Topluluğu Uluslararası Ekonomik İlişkiler Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATMER) işbirliğinde düzenlediği, ''AB Tam Üyelik Müzakere Sürecinde Esnaf ve Sanatkarların İstihdam Sorunları ve Mesleki Eğitim Uluslararası Sempozyumu''nda ele alındı. İzmir Valisi Oğuz Kağan Köksal, Avrupa Komisyonu tarafından da destek verilen sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti'nin Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün kuruluşunda gösterdiği hedef doğrultusunda Batı'ya yöneldiğini vurguladı. Bu doğrultuda yapılan reformlar, kaydedilen ilerlemelerle bugün Türkiye'nin hatırı sayılır, imrenilen ve hatta zaman zaman kıskanılan bir ülke konumuna geldiğini kaydeden Vali Köksal, kuruluş aşamasında belirlenen çağdaşlaşma hedefi doğrultusunda bugün için varılması gereken noktanın ise AB olduğunu ifade etti. AB'ye tam üyeliğin Türkiye açısından hem güçlü bir devlet olarak uluslararası platformda yerini alabilmek, hem de insanlara daha iyi yaşam koşulları sağlayabilmek için önem taşıdığını belirten Köksal, Türkiye'nin özellikle bu ikinci hedef doğrultusunda, çoğu zaman dünya kamuoyunu da şaşırtacak şekilde süratle kendini yenilediğini ve buna devam ettiğini söyledi. Köksal, bu noktada bazı çözüm bekleyen önemli sorunlarla karşılaşıldığını da belirtti. Bu sorunların başında Türkiye'nin genç bir nüfusa sahip olması nedeniyle işsizlik ve eğitim konularının geldiğinin altını çizen Vali Köksal, "İşsizliğe bakıldığında, en büyük istihdam bir esnaf ve sanatkar olan Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (KOBİ) tarafından sağlanmakta. Bu açıdan ülke geleceği, esnaf ve sanatkarların çalışmalarına bağlıdır. Büyük işletmeler, teknolojik ilerleme ve rekabet koşulları nedeniyle kendilerini emek yoğun halden teknoloji yoğun hale dönüştürmek zorunda. Peki o zaman bu kadar insana nasıl istihdam sağlayacağız? Onun için esnaf ve sanatkarlar bu sorunun çözümü için mihenk taşı konumundadır" dedi.
AB nüfusunun giderek yaşlandığına, bunun yanında Türkiye nüfusunun üçte ikisinin gençlerden oluştuğuna da dikkati çeken Vali Köksal, bu durumun iyi değerlendirilmesine, eğitim konusunda mesleki eğitime ağırlık verilmesinin Türkiye açısından önemli bir avantaj sağlayacağını vurguladı. Avrupa'nın nüfus yapısı nedeniyle emek yoğun iş alanlarında geniş bir alan bıraktığını dile getiren Köksal, "Bu alanda ne kadar hızlı hareket edersek o kadar avantajlı hale geliriz" diye konuştu.
Ülkenin ihtiyaçları ile eğitim sisteminin birbirini karşılaması gerektiğini belirten Vali Köksal, yapılan hesaplamaların Türkiye'nin ihtiyacı doğrultusunda gençlerin yüzde 60'ının mesleki eğitimden geçirilmesi gerektiğini gösterdiğini, ancak henüz bu noktaya ulaşılamadığını bildirdi.
"10 YIL OLARAK GÖSTERİLEN UYUM SÜRECİNİ 7 YILDA TAMAMLAYACAĞIZ"
İESOB Başkanı Mehmet Ali Susam ise, sempozyumun AB üyelik sürecinde esnaf ve sanatkarların öncelikle karşılaşacakları istihdam ve mesleki eğitim sorunlarına, tüm tarafları biraraya getirerek çözüm üretmek amacıyla düzenlendiğini belirtti. Esnaf ve sanatkarlar olarak, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği konusunda üzerlerine düşen görevi ve her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olduklarını bildiren Susam, esnaf ve sanatkar kesiminin kendisine hızlı ve doğru destek sağlandığı takdirde uluslararası kamuoyunda Türkiye için en az 10 yıl olarak gösterilen uyum sürecini 7 yılda tamamlayacağını ifade etti. Esnaf ve sanatkarın, çok büyük krizlerden çıkmış bir kesim olarak zorlu bir müzakere süreciyle karşı karşıya olduğunu, ancak bunun yanında çok büyük fırsatlara da sahip olduğunu anlatan Susam, esnaf ve sanatkarlar ile bu kesimin bir parçası olan KOBİ'lerin Türkiye açısından önemli bir güç oluşturduğunu dile getirdi. Susam, "Eğer destek verilirse 4 milyona yakın küçük işletme, esnaf ve sanatkar, AB sürecinde en fazla rekabet edebilecek, gelir getirebilecek kesimdir. Bu yüzden esnaf ve sanatkarın bu süreçte itici güç, tayin edici güç olarak belirlenmesini istiyoruz" şeklinde konuştu.
Esnaf ve sanatkarın Ar-Ge, teknoloji yenileme ve mesleki eğitim açısından desteklenmesi halinde işsizliği önlemede de en önemli kesim olacağının altını çizen Mehmet Ali Susam, Avrupa'da hak edilen payın alınmasında tayin edici gücün esnaf olacağını savundu.
İl Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan'da konuşmasında, tüm dünyada mesleki ve teknik eğitimin giderek önem kazandığını, uluslararası arenadaki en önemli rekabet gücünün nitelikli insan gücüne sahip olmaktan geçtiğini söyledi.
Açılış konuşmalarının ardından iki oturum halinde gerçekleştirilen sempozyumda, "KOBİ'lerin Müzakere Sürecinde İstihdam Sorunları", "AB ve Türkiye'de Mesleki Yeterlilikler", "AB Tam Üyelik Müzakere Süreci ve Esnaf Sanatkarların Konumu", "AB Ülkelerinde Mesleki Eğitim ve Öğretim Sistemi" ve "Türkiye'de Mesleki Eğitim ve Öğretimde Yeni Yaklaşımlar" konulu bildiriler sunuldu. Sempozyuma esnaf ve sanatkar kesiminin büyük ilgi göstermesi dikkati çekti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.