ELEKTRİK SANTRALLERİ TARTIŞILDI
Teklif hakkında Komisyona bilgi veren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, 1996 yılında Bakanlığın aldığı karar gereğince Türkiye'nin enerji ihtiyacının karşılanması için yap-işlet modeliyle santraller kurulmasından doğan sorunun bugüne kadar sürdüğünü bildirdi.
Yap-işlet modeliyle kurulan 5 santralin 2002-2005 yılları arasında işletmeye alındığını belirten Güler, ancak yap-işlet sözleşmelerinin, Danıştay tarafından ''imtiyazlı sözleşme'' olarak değerlendirildiğini söyledi. Bakanlar Kurulunun, doğabilecek zararların önlenmesi amacıyla aldığı kararın da Danıştay tarafından iptal edildiğini ve yürütmenin durdurulduğunu belirten Güler, önlem alınmadığı takdirde 30 gün içinde yürütmenin durdurulacağını kaydetti.
Yürütmenin durdurulmasıyla kapatılacak 3 santralden, Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 12.5'inin karşılandığına dikkati çeken Güler, ''Şimdilik bir kamu zararı söz konusu değil. Tedbir alınmaması halinde, 3 santralde elektrik üretilmeyecek; üretilmeyen elektriğin parası verilecek; santraller doğalgazla çalıştığı için 'al ya da öde' dengesi bozulacak; elektrik üretiminde kullanılmayacak doğalgazın parası ödenecek; 2-4 saat arasında elektrik kesintisi olacak; vergi kaybı meydana gelecek'' diye konuştu.
''BAKANLIK, BİZE 'İMDAT' DİYE GELİYOR''
CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan, sorunun çok büyük olduğunu belirterek, Türkiye'nin bu engeli aşamaması halinde yurtdışına 1.2 milyar dolar, santral işletmecilerine ise 3 milyar dolar ödeneceğini kaydetti. Kapatılması söz konusu olan 3 santralin kritik yerlerde olduğunu vurgulayan Seyhan, ''Olası bir elektrik kesintisinden, sanayinin yüzde 30'u etkilenecek'' dedi. Yargının, söz konusu sözleşmeleri ''imtiyazlı sözleşme'' olarak değerlendirdiğini belirten Seyhan, şunları söyledi: ''Bakanlık, bize çözüm yolunu bulmaya değil, 'imdat' diye geliyor. Çözüm bulunacak ama teklifle önerilen çözüm yönteminde hata var.
Danıştay kararını yetkisiz bırakacak bir yasa çıkarmak için TBMM'yi kullanırsak, yarın başka kararları kaldırmak için yasa gelirse karşı çıkamayız. Hukuka, hukukun üstünlüğünü, hukukun işleyişini yok sayacak kanun çıkarmaktan kaçınmalıyız.''
''Yargının baypas edilmesinden yana değiliz'' diyen Seyhan, yasa teklifine CHP olarak katılmadıklarını bildirdi. Seyhan, ''Hukuka, hukuksal çözüm bulunmalıdır. Bu sorun, hukuk baypas edilmeden de çözülür. Artık kriz çözen Meclis olduk. TBMM, iktidarın, muhalefetin boğazlaştığı yer değil. Kamunun yararı var diye, hukuk görevini yapmazlık edemez. Çıkarılmak istenen teklif, kanun yoluyla bir yargı kararının uygulamasının kaldırılmasıdır'' dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Güler de ''Yargıyı baypas etme niyetinde değiliz. Sorunu çözmeye çalışıyoruz'' diye cevap verdi. Sorunun çözümü için aylar önce çalışma başlattıklarını anlatan Güler, ''Enerji, sorunlu bir konu. Zor sorunların kolay çözümü yoktur. Köklü çözüm en iyisi'' dedi. AK Parti Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin ise santrallerle ilgili sözleşme usullerinin Anayasaya uygun olduğunu belirterek, ''Karar alan kurumların, bu konuda biraz daha hassas olması lazım. Karar verilirken, söz konusu enerjinin miktarını ve önemini göz önünde tutmalıdır'' diye konuştu.
''AHLAKİ Mİ?'' TARTIŞMASI
AK Parti Düzce Milletvekili Fahri Çakır, sorunların çözüm yerinin TBMM olduğunu ifade etti. Danıştay kararlarının ve çıkarılan kanunların eleştirilebileceğini belirten Çakır, ''Benim yaptığım iş kanuna uygun. Kararı uyguladık, santralleri kapattık. Bu, darboğazı aşar mı? Bekleyecek halimiz yok. Tahkimden netice alınmadı diye elimiz kolumuz bağlı olacak, ayak ayak üstüne atıp bekleyeceğiz, bu iş ahlaki mi?'' diye konuştu. ' 'Hangi karar, hangi konu ahlaki değil?'' diyerek Çakır'a tepki gösteren CHP'li Seyhan, kararın ahlaki olup olmadığının tartışılmaması gerektiğini söyledi. Bunun üzerine AK Parti'li Çakır, ''Buradan çıkarılan kanunlar da yargının aldığı kararlar da hepsi ahlaki. Sorunun çözümü, kanuni, ahlaki olduğuna göre neden karşı çıkılıyor'' dedi.
''KUCAĞIMIZDA BULDUĞUMUZ BİR SORUN''
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Güler, sorunun çözümünü hukuk ve Anayasa çerçevesinde aradıklarını ifade etti. ''Kucağımızda bulduğumuz
bir sorunu, bulduğumuz andan beri çözmeye çalışıyoruz'' diyen Güler, sorunun milli bir sorun olduğunu ifade etti. Güler, ''Elektrikler kesildikten sonra hesap sorarsınız, sizden önce ben kendime hesap sorarım. 6 saniye bile elektriklerimiz kesilemez. Hukuki çerçevenin temeli, yasalardır. Meselemiz, Danıştayda esastan görüşülüyor. Şekil olarak bozuldu. 7 gün içinde itiraz hakkımız var. Karar bize dün tebliğ edildi'' diye konuştu.
SÖZLEŞMELER, ''ÖZEL HUKUK HÜKÜMLERİNE TABİ'' OLACAK
Görüşmelerin tamamlanmasının ardından, yap-işlet modeliyle elektrik enerjisi üretim tesislerinin kurulması ve işletilmesi ile enerji satışının düzenlenmesi hakkında kanun değişikliği yapılmasına ilişkin kanun teklifi kabul edildi. Kabul edilen teklife göre, yap-işlet modeli doğrultusunda yapılmış sözleşmeler, ''özel hukuk hükümlerine tabi'' olacak. Üretim tesisi kurma ve işletme izni almış üretim şirketlerinin 3 ay içinde başvurmaları halinde, Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş. ile üretim şirketleri arasında önceden imzalanmış sözleşmenin yerine geçmek üzere, aynı hüküm ve şartları ihtiva eden özel hukuk hükümlerine tabi sözleşme imzalanacak. Bu durumda daha önce imzalanmış sözleşmelerle ilgili olarak verilmiş olan hazine garantileri, mütalaa, protokol, açıklama tutanağı, bildiri, muvafakat, taahhütnameler ve BOTAŞ ile ilgili üretim şirketleri arasında imzalanan doğalgaz satış sözleşmeleri, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın içerdiği hüküm ve şartlarla yenilenmiş sayılacak. Daha önce imzalanan sözleşmelerde yer alan, onay ve süreye ilişkin hükümler değiştirilmeyecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.