“MİLLETİN ANAYASAL BÜTÇE HAKKI KÖTÜYE KULLANILIRKEN,
TÜRKİYE ŞEFFAFLIKTAN, HESAP VEREBİLİRLİKTEN UZAKLAŞMAKTA,
EKONOMİYE GÜVEN DE YERLERDE SÜRÜNMEKTEDİR”
Aliağa Haber / Foça HaberAliağa / Dikili Haber / Bergama Haber / Karşıyaka Haber/ Menemen Haber / İzmir Yeni Vizyon Gazetesi
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu; 7 Mart 2016, Pazartesi günü TBMM Genel Kurulu’nda 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu’nun 6’ncı maddesi üzerine bir konuşma yaptı.
Konuşmasına şöyle başlayan Tanrıkulu; “Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu’nun 6’ncı maddesi ile Maliye Bakanı’na kurum içi aktarmalar, yedek ödenek aktarma yetkisi ve diğer kurumlardaki bu alandaki ilkeler belirlenmektedir. Ancak Maliye Bakanlığı’nın geçmiş yıllarda hem ödenek aktarma yetkisinde, hem de ödenek üstü harcamalarda yetki aşımı yaptığını Sayıştay’ın 2012, 2013 ve 2014 yılları Merkezi Yönetim Bütçesi Genel Uygunluk Bildirimlerinde görülmektedir.
Maliye Bakanlığı; gerek Anayasa’nın 161’inci maddesini, gerekse ilgili diğer kanun hükümlerini hiçe sayarak milletimizin ‘Bütçe Hakkını’ çiğnenmekte adeta gasp etmektedir.
KİMSE BİZDEN MİLLETİMİZİN VERGİLERİNDEN OLUŞAN BÜTÇEDE,KANUN TANIMAZ KEYFİ HARCAMALARI ONAYLAMAMIZI BEKLEMESİN.
Geçmiş tüm bu yetki aşımları ortadayken; şimdi 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun tasarısıyla yine Maliye Bakanlığı’na, hiçbir sınırlamaya bağlı olmaksızın, 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’ni neredeyse bütünüyle ve her yönüyle ortadan kaldırıp, istediği şekilde kullanma yetkisi verilmek istenmektedir.” diyerek; büyük kısmı milletimizin vergileriyle oluşan, bütçede yapılacak kanun tanımaz keyfi harcamaları onaylamalarının mümkün olmadığını ifade etti.
6 YIL GEÇTİ HÂLÂ DEVLET DESTEKLERİ DENETLENMİYOR, TAKİP EDİLMİYOR BU ALANDAKİ KEYFİYET DEVAM EDERKEN, İLGİLİ YÖNETMELİK ÇIKARILMIYOR.
13 yıldır çeşitli düzenlemelerle yapılan uygunsuzluğa yasal zırh oluşturma çabasını bir başka alanda daha görülmekte olduğunu belirten Tanrıkulu konuşmasını şöyle sürdürdü; “Altı yıl önce; devlet yardımlarının AB mevzuatına uygun olarak verilmesi ve denetlenmesinin yasal çerçevesini oluşturan “6015 sayılı Devlet Desteklerinin İzlenmesi ve Denetlenmesi Hakkında Kanun" yasalaşmıştı. Bu yasaya göre yönetmelik çıkarılarak Devlet Desteklerini İzleme ve Denetleme Kurulu'nun, devletin vatandaşlara ve şirketlere aktardığı tüm ekonomik desteklerin denetlenip, kamuoyuna duyurulması gerekiyordu. Ayrıca şüpheli destekler durdurulabilecek ve hak etmeyen kişi veya şirketlere verilmiş destekler iptal edilebilecekti.
Önceki dönemlerden bu yana TBMM’de yazılı soru önergeleri vererek takip ettiğimiz yönetmelik bir kez daha Bakanlar Kurulu kararıyla 31 Aralık 2016’ya uzatılmıştır.” dedi.
Bu yönetmelik çıkmadığı için devlet yardımlarının denetimi halen yapılmamakta, yeterli şeffaflık sağlanamamaktadır. Yasayla 2010 yılında kurulan Devlet Destekleri Genel Müdürlüğü halen konuyla ilgili ne bir raporu, ne de devlet desteği envanteri bulunmaktadır. Bu yüzden milletimizin parasından oluşan devlet desteklerinin nereye harcandığı, kamu bankalarının batık kredilerinin ne kadar olduğu,uygulamanın neden sürekli ertelendiği ve nasıl izlenip denetlendiği halen tam bir muammadır” diyerek “Ülkemizde, her alanda şeffaflıktan uzaklaşılmaktadır. Bu tip uygulamalar yüzünden Uluslararası Şeffaflık Endeksi’nde 2014 yılında yaşadığı dramatik düşüşle son 6 yıldaki ilerlemesini sıfırlayan Türkiye, 2015 Raporu’nda 168 ülke arasında 66’ncı sıraya gerilemiştir.” dedi.
TÜRKİYE ŞEFFAFLIKTAN, HESAP VEREBİLİRLİKTEN UZAKLAŞTIKÇA, EKONOMİYE GÜVEN DE YERLERDE SÜRÜNÜYOR.
Şeffaflık olmadığı için yolsuzlukların arttığını da belirten Tanrıkulu; Türkiye’nin 2015 yılında ‘Dünya Yolsuzluk Algı Endeksi’nde de 168 ülke içinde 66’ıncı sıraya düşürüldüğünü belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hâl böyle olunca ekonomimizdeki belirsizlikler ve güvensizlikler giderek artmaktadır. Şubat ayında son açıklanan Ekonomik Güven Endeksi’nde yaşanan %14,8’lik dramatik düşüşün temelinde; yine Şubat ayında Tüketici Güven Endeksi’ndeki %7’lik azalış ve Sektörel Güven Endekslerindeki düşüşler bulunmaktadır. Bu yetersiz rakamlar bizlere; hem bugün, hem de gelecekte insanlarımızın ekonomiye güveninin giderek azaldığını göstermektedir.” diyerek, 13 yıldır ekonomimiz ve bütçemiz için şeffaflık öngöremeyenlerin yaratmış olduğu hazin tabloyu Türkiye’nin hak etmemekte olduğunu dile getirdi. / EGE BASIN GRUBU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.