CUMHURİYET HALK PARTİSİ SAĞCILAŞTIRILAMAZ
Son günlerde ülkemizde olağanüstü durumlar yaşamaktayız. Danıştay’a yapılan alçakça saldırı, ülkemizin geleceği üzerinde oynanan büyük oyunların bir örneğini oluşturmuştur. İktidarın Demokrasi, Laiklik ve Cumhuriyet konusundaki anlayışının çarpık ve yanlış olması, algılama yetersizliğini yaşaması, yaşanan sorunların temelini oluşturmaktadır.
Tam da böyle bir ortamda partimizin Genel Başkanı sayın Deniz Baykal, Parti meclisinde karar almadan, TBMM grubunda konuşmadan, tıpkı daha önce, A.Latif Şener”i cumhurbaşkanlığına düşünebileceği, Malatyaspor ve Samsunspor’u 1.ligde bırakabileceği gibi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kapılarını sağa açacağını ilan eden talihsiz ve inanılması güç bir açıklamada bulunmuştur. Böyle bir durumda ülkemizin kaderi temelden değişecek ve ülkemiz hızla büyük bir uçuruma yuvarlanacaktır.
Şöyle ki;
Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidar olabilmesi için kapılarını sağa açmasına gerek yoktur. Zaten bütün siyasal partilerin temel görevi sağ ve sol ayırımı yapmadan bütün seçmeni kucaklamaktır. Ondan önce yapması gereken daha önemli görev; partimizin önce birlik bütünlüğe kavuşturulması, paramparça durumdaki solun birleştirilmesidir. Kendi arkadaşlarıyla, kendi örgütüyle kucaklaşma sıkıntısı çeken, solun birliği konusunda çaba sarf etmeyen, kendi seçmeniyle bile güven sorunu yaşayan bir anlayış zaten sağı istese de yanına alamaz. Temel sorun partimizin içinde kimlerin olduğu değil, partinin hangi politikaları geliştirdiği, halka ne kadar güven verdiği, ne kadar umut olduğu ve ne kadar çözüm ürettiği ile ilgilidir. AB ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımızın % 80 den fazlasının Sosyal Demokrat Partilere oy vermeleri bunun en çarpıcı örneğidir. Sorun, halkta değil, parti yöneticilerimizin izlediği ve uyguladığı yanlış politikalardadır.
Daha önce de bu tür denemeler yapılmış, partinin vitrininde bulunan ve sosyal demokrat olan, Kemal DERVİŞ, Zülfü LİVANELİ, Y.Nuri ÖZTÜRK gibi arkadaşlarımızla bile beraberlik sürdürülememiştir. Hatta Antalya gibi bir ilde, partimizde olan Belediye başkanlığına, sağcılığı ile bilinen bir eski valiyi aday göstererek Genel Başkanın seçim çevresi olan Antalya , AKP ‘ye teslim edilmiştir.
Genel Başkan da olsa, hiç kimse Cumhuriyet Halk Parti’sini ideolojisiz, sağcının, solcunun, herkesin içinde bulunduğu renksiz bir partiye dönüştüremez. Sayın Genel Başkanın da vaz geçemeyeceği bağlı olması gereken; geleneklerimiz, etik değerlerimiz en önemlisi de parti programımız vardır. Cumhuriyet Halk Partisi tarihinde bir kere bile soldan kaçıp, sağı kucaklama eğilimine girmemiştir. Buna Cumhuriyet Halk Partisi, onun örgütü ve üyeleri izin vermez.
Bir an olsun bu çağrının gerçekleştiğini, hatta merkez sağ partiler de dahil herkesin partimize katıldığını varsayarsak; Bu durum AKP’nin bundan böyle on yıllarca tek başına iktidar olacağının da garantisidir. Zira böyle bir durumda gelenekselleşmiş sağ seçmen CHP ile AKP arasında tercihini AKP den yana koyacaktır. Bu yanıyla da ülkemizin geleceği açısından büyük tehlike yaratacak, faydasız bir çağrıdır. Ülkemizde sağın her rengini temsil eden siyasal partiler fazlasıyla varken bu yola yönelmek, CHP açısından ne kadar yararlı ve ülke politikası açısından ne derece gerçekçidir?
Doğru olan Merkez Sağ ve Merkez solun özveride bulunarak, birleşmesidir. İdeolojik olarak marjinal olan AKP sorunu başka türlü çözülemez.
Prof. Mehmet TOMANBAY Ankara Milletvekili
Hasan AYDIN İstanbul Milletvekili
Dr. İsmail DEĞERLİ Ankara Milletvekili
Dr. Muharrem TOPRAK İzmir Milletvekili
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.