MUTLULUK İÇİNİZDE
Hayat şayet bir savaşsa; kazanmanın ve sahip olmanın aslında yenilmek olduğunu bilerek girmeli insan bu savaşa.
Bir savaşsa bu şayet; riskleri olmalı…
Ya kaybedersem demeli insan daha en başından…Ve bu riski hiç unutmamalı..
Ne kendinde olmayanı vermeye çabalamakla yormalı kendini; Ne de kendinde olanı, kendi içinde saklı tutmaya uğraşmalı.
Bu zaman kaybı…
Dengesiz gibi görünen bir denge durumu yaratabilmek asıl püf noktası sanırım.
Aşk var… Bunu inkâr edemeyiz. Ancak aşkın bir süresi de var. Aşıksan bunu düşünmek istemezsin. Evet kabul! Yine de aşkın bir süresi olduğunu göz ardı etmemeli…
Hepimiz, yaşadığımız her şeyde bir farklılığımız olduğunu düşünüyoruz.
Hepimiz, yaşamın içinde diğerlerinden farklı olduğumuzu düşünerek mutlu oluyoruz.
Sadece bize özel bir tarzımız olduğunu, başkalarından farklı olduğumuzu savunuyoruz söz sırası gelince.
Ancak gene de bizimle aynı düşünen insanlar bulma telaşındayız neden acaba?
O zaman daha mı mutlu olacağız? Öyle mi sanıyoruz ya da öyle olmasını mı diliyoruz içten içe?
Mutluluk insanın içinde ise biz bunu neden sıkça unutuyoruz?
İnsan kendisiyle mutlu değilse, kendi gibi düşünen bir başkası onu nasıl mutlu edebilir ki?
Bir başkası ile mutluluk, sen mutluluğun ne olduğunu biliyorsan mümkündür ancak. Bir başkası ile paylaştığın için mutlu olduğunun farkına varıyorsundur sadece. Senin mutluluğu algılama biçimindir aslında seni mutlu kılan. Mutlu olmak için bir başkasının yardımına ihtiyacımız olmamalı. Bir başkası olsa olsa mutluluğunu sana fark ettirebilir en fazla.
Hayata nereden ya da nasıl baktığımızla, mutluluğu tanımlayabiliriz. Kendimizi mutlu hissettiğimiz herhangi bir anı düşünelim mesela; Aynı durumlar başka yerde, başka biriyle mutluluk olmayabilir. Yani biz kendimiz mutlu olamıyorsak ne diye arıyoruz ki başka birinde mutluluğu, ya da onun mutluluğuna gölge düşürüp mutsuzluğumuzla neden tüketiyoruz ki onun mutluluğunu, karşılıklı paylaşılır bu kavram, öncelikle mutlu olmasını bilmeliyiz ki, karşımızdakini mutlu edebilelim. Umudumuzu, sevinçlerimizi, güler yüzlülüğü, yaşama sıkı sıkı sarılmayı ve verilebilecek bir selamı bir merhabayı lütfen kendimize çok görmeyelim.
Bir tohum toprağa ekilmediği sürece hiç bir şeydir, ama ekilip bakıldığı sürece her şey, içimizdeki mutluluk tohumlarını hiçbir zaman öldürmememiz dileğiyle.
BORA GİRGİN / 23.12.2006
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.