Başbakan Binali Yıldırım, "Eğer insanların gerekli ihtiyaçları karşılansaydı, yaşadıkları ülkelerde, bölgelerde mutlu olmaları sağlansaydı, ne göç hevesi olacaktı ne de bölgelerinde karışıklık, savaşlar olacaktı. " dedi.
Yıldırım, Moskova Devlet Diplomasi Enstitüsü'ndeki konferansta yaptığı konuşmada, dünyanın iki köklü diplomasi ekolünün bir araya geldiğini belirtti.
Ziyaretinin sadece Türkiye ve Rusya arasındaki ikili ilişkilerin değil, acil çözüm bekleyen bölgesel ve uluslararası sorunların da çözülmesine katkı sağlayacağına yönelik inancını ifade eden Başbakan Yıldırım, Türk ve Rus halklarının bin yıllık komşuluğunun bulunduğunu anımsattı.
İki halkın tarih sahnesine çıktığından beri hep yan yana yaşadığını, etkileşimlerinin olduğunu bildiren Başbakan Yıldırım, "Geçmişe baktığımızda Türkiye-Rusya ilişkilerinde daha çok iş birliği var, bazen de rekabet var." diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, Kurtuluş Savaşı sırasında Rusya'nın verdiği desteğin önemli olduğunu belirterek, zaman zaman oluşan rekabetin iki ülkenin gelişimine ve dinamizmine önemli katkılar sağladığını vurguladı.
İki ülke arasındaki ilişkilerin derinliğine Türk ve Rus arşiv idarelerinin iş birliğiyle geçen yıl Moskova'da düzenlenen "Arşiv Belgelerinde Moskova İstanbul İlişkileri Sergisi" ile bir kez daha tanık olunduğunu ifade eden Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Bu tarihi arka plandan edindiğiniz tecrübeyle geleceği yapıcı bir şekilde inşa edebiliriz. Türkiye-Rusya ilişkilerinde özellikle son yıllarda zincirleme büyük değişimler yaşadık. İlişkilerimizin bir alanında attığımız adım diğer alanlardaki iş birliğini de tetikledi, teşvik etti. Bütün bu zengin birikim ve kazanımlara rağmen, yaklaşık bir yıl önce yaşanan talihsiz bir olay neticesinde her iki ülkenin ilişkileri de büyük bir sınamayla karşı karşıya kaldı. Ülkelerimiz arasında en üst düzeyde mevcut olan karşılıklı siyasi irade sayesinde bu badireden de çıkmış bulunuyoruz. İlişkilerimizin normalleşmesi süreci geçtiğimiz ağustos ayından beri başlamış bulunuyor."
ANTALYA'YA DAVET ETTİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in de Türkiye ziyaretiyle bu yeni dönemin başlangıcının yapıldığını aktaran Başbakan Yıldırım, "Bu ziyaretlerle tekrar normale dönen ilişkilerimizdeki o bir yıllık dönemdeki duraksamayı geride bıraktığımızı düşünüyorum." diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un geçen hafta Antalya'da bir araya geldiğini hatırlatan Başbakan Yıldırım, Çavuşoğlu'nun memleketi olan Antalya'nın Ruslar tarafından iyi bilindiğini aktardı.
Salonda bulunanların yarısının Antalya'ya gittiğine yönelik söylemlerini anımsatan Başbakan Yıldırım, "Diğer yarısını da önümüzdeki sene bekliyoruz" ifadesini kullandı.
Yıldırım, Moskova Devlet Diplomasi Enstitüsü ile Türkiye'deki bir üniversite ya da diplomasi akademisinin gelecek yıl Antalya'da ortak bir program yapılabileceğini belirtti.
Bugünün Aziz Nikola Günü olduğunu hatırlatan Yıldırım, Aziz Nikola'nın Antalya doğumlu olduğunu, bu bakımdan da Ruslar açısından Antalya'nın ayrı bir önemi bulunduğunu bildirdi.
BEN PROJECİYİM
Mühendis kökenli olduğunu anlatan Başbakan Yıldırım, "Ben projeciyim, yol yaparım, köprü yaparım, altyapı, üstyapı, demiryolu, milletin hayatını kolaylaştırmak için birçok projeleri Cumhurbaşkanımızın liderliğinde geçtiğimiz 14 yılda Türkiye'de gerçekleştirdik." diye konuştu.
"Mega proje" niteliğine sahip yatırımlara ilişkin bilgi veren Yıldırım, araç geçişini sağlayacak boğazın 106 metre derinliğinde inşa edilen tüp tünelin 20 Aralık'ta açılacağını belirtti.
Deniz altında bu kadar derinlikte inşa edilmiş başka bir tünelin olmadığını vurgulayan Başbakan Yıldırım, dünyanın en büyük havalimanının inşasına da İstanbul'da başlandığını, Marmaray'ın 2013'te hayata geçirildiğini, üçüncü boğaz köprüsünün açıldığını, dünyanın üçüncü büyük köprüsünün de İzmit Körfezi'nde hizmete girdiğini anlattı.
Siyaseti millete hizmet aracı olarak tanımlayan Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
"İnsana hizmet etmeyen, insanın hayatını kolaylaştırmayan, yaşam kalitesini artırmaya faydası olmayan siyaset anlamsız bir siyasettir. Siyasetçiden herhalde vatandaşların beklediği de 'Acaba biz oy verdik, destekledik bize verilen sözler yapılacak mı, yapılmayacak mı'. Sayın Cumhurbaşkanımız ve biz siyasete başlarken, AK Parti olarak bir ilke benimsedik. O ilke şuydu, 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın'. Bu aslında bizim belirlediğimiz bir ilke de değil. 600 yıl üç kıtada hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş ilkesidir. Bugün görüyoruz ki bu ne kadar önemli bir ilke."
"Şu anda dünyada ve bölgelerde yaşadığımız problemlerin kaynağı insanı ihmal etmekten kaynaklı." diyen Başbakan Binali Yıldırım, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
" Eğer insanların gerekli ihtiyaçları karşılansaydı, yaşadıkları ülkelerde, bölgelerde mutlu olmaları sağlansaydı, ne göç hevesi olacaktı ne de bölgelerinde karışıklık, savaşlar olacaktı. O yüzden Amerika'dan başlayıp, dünyaya yayılan küresel ekonomik krizin kaynağı da insanın ihmal edilmesidir. Ortadoğu'da ve bölgemizde devam eden savaşların kaynağı da insanın ihmal edilmesidir. Sonuç aynı ama şekiller tamamen farklı olabiliyor."
Yıldırım, Moskova Devlet Diplomasi Enstitüsündeki konferansta yaptığı konuşmada, Rusya-Türkiye ilişkilerinin önemine dikkati çekti.
İki ülke arasında olan ilişkilerin yalnızca iki ülkeyi ilgilendirmediğine işaret eden Yıldırım, şöyle devam etti:
"Aynı zamanda bölgemizi de çok yakından ilgilendiriyor. Bu coğrafyaya, nerede doğacağımıza biz karar vermedik ama bu coğrafyanın geleceğinin nasıl olacağına biz karar verebiliriz. Şöyle bir bakalım, Karadeniz, Akdeniz, Kafkaslar, Ortadoğu yani Türkiye'yi merkez alsanız üç saatlik bir uçuşla 56 tane ülkeye ulaşıyorsunuz ve bu bölgedeki bir yıllık gayri safi hasıla 30 trilyon dolar. 1,5 milyarın üzerinde insan yaşıyor. Bu ne anlama geliyor? Dünyanın en hareketli bölgesi bu bölge. Doğuyla Batının buluştuğu yerler burası. Medeniyetlerin buluştuğu, ticaretin güzergahı olan bir bölgeden bahsediyoruz. Dolayısıyla tarih boyunca bu bölge hep hareketli olmuş."
Bir zamanlar, Doğu'dan Batı'ya doğru şimdi ise Batı'dan Doğu'ya doğru göç yaşandığını aktaran Yıldırım, "Bundan 30 yıl, 40 yıl önce zenginlik noktası Batıda'ydı ve insanlar Batı'ya doğru gitmeye yöneliyordu, şimdi tersine döndü. 1970 yılların başında mesela havacılıktan örnek vermek gerekirse havacılığın merkezi Amerika'ydı. 80'li yılların sonuna doğru Avrupa'ya geldi, bu günlerde, bu yıllarda da Anadolu topraklarında. Onun için biz dünyanın üçüncü büyük havalimanını inşa ediyoruz. Bu şunu gösteriyor artık, zenginlik merkezi artık Batıda bir doygunluğa erişti, Batıdan Doğuya doğru hareket ediyor." ifadesini kullandı.
BÖLGESEL SORUNLARDAKİ GECİKMELER
Bölgenin özelliklerinden dolayı Rusya ve Türkiye olarak çok önemli görev ve sorumluluklarının olduğuna dikkati çeken Yıldırım, şu görüşlere yer verdi:
"Bugün artık dünyadaki bütün ülkeler birbirine bağımlı. 'Bana ne Rusya'dan, bana ne Türkiye'den, bana ne Suriye'den, Irak'tan' deme şansımız yok. Güzellikler de aynen yansıyor, sorunlar da aynen yansıyor. Bölgesel sorunlara ilgisiz kalırsak daha sonra bu sorunların alanı genişler, küresel sorunlara dönüşebilir. İşte PKK terör örgütü, DEAŞ terör örgütü, El-Kaide terör örgütü, Boko Haram gibi bütün terör örgütlerinin ortaya çıkmasının sebebi bölgesel sorunlardaki çözümde yaşanan gecikmedir. Bu gecikmeler, daha sonra telafisi oldukça zor sorunları da beraberinde getiriyor."
İLİŞKİLERİMİZİN GELECEĞİNİ ŞEKİLLENDİRİYOR
Yıldırım, Türkiye-Rusya ilişkilerinde diğer ülkelerde olmayan başka alanların da olduğunu belirterek, "Özellikle enerji alanında Türkiye-Rusya arasında fevkalade bağımlılık var birbirimize. Özellikle enerji güvenliği bakımından, Mavi Akım, Batı Akımı, şimdi devreye alacağımız Türk Akım, nükleer enerji konusundaki işbirliğimiz aslında bizim ilişkilerimizin geleceğini de şekillendiriyor. 2023'e, Cumhuriyetin 100. yılına giderken, Rusya ve Türkiye'yle Türkiye'de inşa edilecek Akkayu'daki ilk nükleer elektrik santralini devreye almış olacağız. Tabi diğerleri de devam edecek." diye konuştu.
Karadeniz'i çevreleyen 8 ülkenin arasında Karadeniz Ekonomik İşbirliği çerçevesinde "Karadeniz Çevre Yolu Projelerinin" olduğunu anlatan Yıldırım, bunun bin 400, bin 500 kilometresinin Türkiye sınırlarında kaldığını bildirdi.
Yıldırım, Gürcistan sınırından Sakarya'ya kadar bütün çevre yolunu iki gidiş, iki geliş olarak tamamladıklarını sadece İzmit-İstanbul arasında küçük bir bölüm kaldığını, onu da 3. köprünün devamı olarak yapımının devam ettiğini, bununla projenin Türkiye sınırları içerisinde kalan bölümlerinin tamamlanacağını söyledi. Karadeniz'i çevreleyen bu çevre yolunun tamamlanmasıyla Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin ilişkilerini çok daha fazla geliştireceklerini ifade eden Yıldırım, buradaki sorunların ortadan kalkarak, refahın artacağına ve iyi komşuluklar geliştirileceğine işaret etti.
TÜRKİYE, DÜNYAYA AÇILACAKLARI YEGANE GEÇİŞ YOLU
Türkiye'nin önemli özelliklerinden birisinin de Karadeniz'in etrafındaki ülkelerin Asya, Afrika ve Akdeniz'e, dünyaya açılacakları yegane geçiş yolu olduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Boğazlar o bakımdan yıllar boyunca ticaretin, kültürlerin geçişi için bir merkez olmuş. Şimdi artık Boğazlar bu yükü de kaldıramıyor. O kadar petrol taşımacılığı, diğer taşımacılık... Dolayısıyla ciddi anlamda orada bir emniyet ön plana geliyor. O yüzden bu boru hatlarıyla taşıma işinin arka planında orada yaşadığımız sorunlardı. Şimdi inşallah yeni bir kanalla Kanal İstanbul'la buradaki muhtemel sorunları da ortadan kaldırmış olacağız." dedi.
Rusya ile ilişkilerinin sadece enerji alanında değil, ulaşım, tarım, altyapı alanında da sürdüğünü belirten Yıldırım, "Birçok firmamız Rusya'da Türkiye'de müşterek projeler yapıyorlar." diye konuştu.
Yıldırım, 2018 Dünya Kupası maçlarının Rusya'da yapılacağını anımsatarak, Türk müteahhitlerin imzasını taşıyan Krasnodar'da bir stadyum yapıldığını ve dünyadaki örnek projelerden biri seçildiğini belirtti.
KRİZLERDEN ZİYADE GÜZEL HABERLERE İHTİYACIMIZ VAR
Başbakan Yıldırım, karşılıklı olarak güzel eserleri gerçekleştirmekten mutluluk duyduğunu vurgulayarak, "Biz bu tip haberleri daha çok duymak istiyoruz. Krizlerden ziyade güzel haberlere ihtiyacımız var. Zaten karamsarlık üreten, moral bozan çok çevreler var. Ama güzelliklere daha fazla zaman ayırmamız lazım. Güzel işleri, güzel projeleri daha fazla ön plana çıkarmamız lazım. İnsanlığın buna ihtiyacı var, gençlerin buna ihtiyacı var." ifadesini kullandı.
Gençlerin daha güzel bir dünyayı hayal ettiklerine dikkati çeken Yıldırım, "Savaşların olduğu, karışıklıkların olduğu, insanların, ülkelerin birbirlerine düşman olduğu bir geleceği elbette hiç kimse arzu etmez. Onun için bizlere, sorumluluk konumundaki insanlara daha fazla görev düşüyor. Biz de bu sorumluluğun bilincinde olarak, bir yandan ikili ilişkilerimizi geliştirmek bir yandan da bölgesel konularda birlikte hareket etmek için buradayız." diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, gün içerisinde önemli görüşmeler gerçekleştireceklerini, yarın da Kazan'a giderek, benzer görüşmelerde bulunacaklarını hatırlattı.
Moskova Uluslararası İlişkiler Devlet Enstitüsü'nün (MGIMO) önemli, geçmişi ve çok derin bir tecrübesi olan bir enstitü olduğunu vurgulayan Yıldırım, 50'den fazla ülkeden öğrencisi bulunan enstitüye en fazla ilginin de Türkiye'den olduğunu aktardı.
Başbakan Yıldırım, enstitünün birçok devlet adamı yetiştirdiğine dikkati çekerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın enstitüyü ziyaret ettiğini ve kendisine fahri doktora unvanının verildiği anımsattı.
Enstitüde eğitim gören öğrencilerin gelecekte bölgesel ve uluslararası ilişkilerin geliştirilmesinde çok büyük rol alacağına değinen Yıldırım, "Çünkü sizin değişik ülkelerden bir araya gelen öğrencilerin, burada birlikte bulunması, birlikte yaşaması, birbirlerinin kültürlerini, düşüncelerini öğrenmesi, gelecek yıllarda ülkenize döndüğünüzde ve sorumluluk aldığınızda mutlaka hafızanızda yer alacak ve o ülkelerle ilişkileriniz kötü yönde değil, iyi yönde gelişecektir." dedi.
Yıldırım, 1990-1991'de Dünya Denizcilik Üniversitesine uzmanlık eğitimi için gittiğini ve 100 civarında ülkeden öğrenciler olduğunu hatırlatarak, bu öğrencilerin her birinin ülkelerinde önemli sorumluluklar aldığını ve temaslarının hala devam ettiğini aktardı.
Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Uluslararası ilişkilerin gelişmesinin en önemli kaynağı burasıdır. Burada ortaya koyacağınız çalışmalar ve kuracağınız dostluklar, gelecekte mutlaka ve mutlaka hem ülkenize hem de ilişkide bulunduğunuz ülkelere çok ciddi anlamda katkı sağlayacak. Ben bu duygularla hepinize teşekkür ediyorum, başarılar diliyorum. Daha güzel Türkiye-Rusya ilişkilerini görmek ümidiyle."
Başbakan Yıldırım konuşmasının sonunda salondakilere Rusça teşekkür etti.
Konferansa, Başbakan Binali Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ve AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş da katıldı.
Başbakan Yıldırım, konferansın ardından Moskova Devlet Diplomasi Enstitüsü Türk Öğrenci Konseyi Başkanı Melis Murat ile bir süre sohbet etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.