Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Terörle Mücadele Yasa Tasarısı'nda yer alacak düzenlemelerin bu hafta içinde netleştirileceğini ve gelecek hafta Bakanlar Kurulu'nda görüşülerek meclise sevk edileceğini söyledi. Bakan Çiçek, tasarının özgürlük ve güvenlik dengesi korunarak hazırlanacağını vurguladı.
Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen ve 6.5 saat süren Bakanlar Kurulu toplantısının ardından bir açıklama yaptı. Toplantıda Türkiye'nin muhtelif yerlerinde meydana gelen terör, güvenlik ve asayiş olaylarıyla ilgili değerlendirme yapıldığını ifade eden Bakan Çiçek, bölgede incelemelerde bulunan İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve Tarım Bakanı Mehdi Eker'in Kurul'a ayrıntılı bilgi verdiğini söyledi. Çiçek, yarın hükümetin bu konuda parlamentoya bilgi vereceğini ifade etti. Bu olaylar sırasında güvenlik güçleri ve yargı mensuplarının büyük bir olgunluk, dirayet ve soğukkanlılıkla hareket ettiklerini ve her şeyden öte büyük bir vatanseverlikle, yasaları uygulama konusunda ciddi çaba içinde olduklarını kaydeden Çiçek, terör örgütünün eylemlerine ve istismarlarına karşı destek vermeyen vatandaşlara ve sivil toplum örgütlerine de teşekkür etti. Özellikle güvenlik güçlerinin halk ve teröristleri ayıran bir yaklaşım içinde olduklarını ifade eden Çiçek, bu yaklaşımın, her türlü takdirin üzerinde olduğunu vurguladı. Terörün hedefinin devlet ve Türkiye'nin anayasal düzeni olduğuna işaret eden Çiçek, "Bu hedeften başka terörle ilgili bir hedef ortaya koyarsak bu terörle mücadeleyi yeteri kadar kavramadığımız anlamına gelir. Terörle mücadele mevsimlik bir mücadele değildir. Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti devleti ve onun hükümetleri terör konusunda her zaman imkanlar ölçüsünde alınabilecek tedbirler neyse onları almıştır. Teröre karşı kararlılıkla mücadele etmeyi Hükümetimiz de en ön planda gözetmektedir. Bu konuda yasal eksiklikler varsa bunu bir daha gözden geçiriyoruz. Terörle Mücadele Yasa Tasarısı da dahil olmak üzere bunu kısa sürede TBMM'ye sevk etmiş olacağız. Terör sadece Türkiye'nin değil bütün dünyanın gündeminde olan bir meseledir. Terörün mutlak surette dış bağlantıları vardır. Hiçbir terör örgütü dış bağlantısı olmadan varlığını uzun süre sürdüremez. Ancak ne yazık ki uluslararası camiadan arzu edilen seviyede ve kararlılıkta bir işbirliği de söz konusu değil" dedi.
Toplantıda meclise gönderilecek kanun tasarıları üzerinde durulduğunu da belirten Çiçek, bunlardan ilkinin 1 Haziran'da yürürlüğe giren TCK ve CMY ile bağlantılı olduğunu ve bu tasarının bu yıl sonuna kadar çıkarılması gerektiğini kaydetti. Ceza hükmünü sadece TCK'nın içermediğini ifade eden Çiçek, "Birçok özel yasada da ceza hükmü içeren hükümler var. 170'den fazla yasada ceza hükmü mevcut. Bununla ilgili tasarı imzaya açıldı" diye konuştu. Çiçek, ayrıca Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen tütün, tütün mamulleri, etil alkol ve mentolün üretimi, işlenmesi, iç ve dış ticareti, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu'nun görev, yetki ve sorumlulukları ile ilgili yasa tasarısının da imzala açıldığını açıkladı.
"TERÖRLE MÜCADELE YASA TASARISI GÜNDEMDE"
Kurul'un AB ile yürütülen müzakereler hakkında da değerlendirmeler yaptığını belirten Bakan Çiçek, AB müzakereleri ile ilgili bugüne kadar 17 başlıkta tanıtıcı tarama, 14 başlıkta da ayrıntılı taramanın tamamlandığını söyledi. Ayrıntılı taraması yapılan 4 taramanın raporlarının Türkiye'ye geldiğini bildiren Çiçek, "Bunlar 'Bilim ve Araştırma', 'Eğitim ve Kültür', 'Kamu Alımları' ve 'Rekabet Politikaları' ile ilgili raporlardır. İlgili kurum ve kuruluşların görüşlerine sunuldu. Değerlendirmelerin sonucunda Türkiye'nin pozisyonunu netleştirip Brüksel'e göndermiş olacağız. Şu günlerde birinci fasla ilaveten ikinci faslın da müzakere davetini bekliyoruz. Yani Eğitim ve Kültür konusu ile ilgili de yakın bir gelecekte müzakerelere başlamış olacağız" şeklinde konuştu. Çiçek, açıklamalarının sonunda basın mensuplarının sorularını da cevapladı. Diyarbakır'da başlayan olayların büyükşehirlere de sıçradığının hatırlatılması, bu konuda yeni bir önlem düşünülüp düşünülmediğinin ve Terörle Mücadele Yasa Tasarısı ile ilgili takvimin sorulması üzerine Çiçek, olayların hep aynı örgütün ve yandaşlarının ortaya koyduğu menfur olaylar ve gelişmeler olduğuna dikkat çekti. Buna karşı güvenlik birimlerinin, aldıkları istihbari bilgiler çerçevesinde değerlendirmeleri yaptıklarını kaydeden Çiçek, operasyonların da devam ettiğini hatırlattı.
Türkiye'nin muhtelif yerlerinde yapılmış tutuklamaların olduğunu belirten Çiçek, "Yargı bu anlamda devrededir. Güvenlik güçlerimiz bu mücadeleyi kararlı şekilde sürdürüyor. İşin asayiş ve güvenlik boyutu sürüyor. Tedbirler de her defasında yeni baştan gözden geçiriliyor. İhtiyaçlar neyse, günün şartları neyi gerektiriyorsa, alınan bilgiler neyi gerektiriyorsa güvenlik birimleri bunları en ince ayrıntısına kadar değerlendiriyor ve alınabilecek önlemleri yasal ölçüler içinde almaya çalışıyor. Bu arada gündemde olan bir konu Terörle Mücadele Yasa Tasarısı'dır. Zaten yürürlükte olan bir Terörle Mücadele Kanunu vardır. Oradaki bir kısım hükümler Ceza Kanunu'na da aktarılmıştır ama bütün bunlara rağmen dünyadaki gelişmeler, günümifcn mutlak surette dış bağlantıları vardır. Hiüzün ihtiyaçları dikkate alındığında eğer yeni baştan düzenlenmesi gereken maddeler varsa bu hafta içinde büyük ölçüde netleştirmiş olacağız. Ümit ederim ki önümüzdeki hafta Bakanlar Kurulu'nda görüşülüp TBMM'ye gönderilebilir. Meclise gönderildikten sonra da çok uzun süre beklemesine gerek yok. Süratle çıkarılması gerekecektir. Bu yasaları çıkarırken özgürlük ve güvenlik dengesini koruyarak güvenlik birimlerimizin ihtiyaçları da dikkate alınmak suretiyle düzenlemeler yapılacaktır" açıklamasını yaptı.
Maliye Bakanlığı'nın kara para ile ilgili bir yasa tasarısı hazırladığına işaret eden Çiçek, terörün finansmanı konusunun da bu yasa çerçevesinde değerlendirilebileceğini söyledi. Neticede terörün finansmanında kullanılan paranın da kara para olduğunu dile getiren Çiçek, "Hepsini bir tek mevzuat içinde de düzenleme imkanımız olabilir" dedi.
"ANAYASA ÜST NORM, ONDAN SONRA YASA GELİYOR"
Terörün tanımı ile ilgili olarak Ceza Kanunu'nda bir tanım olduğuna işaret eden Çiçek, "Ama Avrupa Konseyi'nin de yaklaşık bir terör tanımı var. Bu tanım şu bakımdan önemli. Özellikle suçluların iadesinde terör tanımlarındaki farklılık iadede bir kısım zorlukları çıkarmaktadır. Üzerinde duracağımız ve netleştireceğimiz konuların başında da bu gelmektedir. Bununla ilgili taslak bir düzenleme var. O kabul edilirse bugünkü terör tanımına ilaveten bir paragraf da ilave etmek suretiyle Avrupa Konseyi'nin düzenlemelerine paralel bir tanımı getirmiş olabiliriz" diye konuştu. Tasarıda gözaltı süreleriyle ilgili düzenleme olup olmadığı sorusu üzerine Çiçek, Terörle Mücadele Kanun Tasarısı hazırlığı yapılırken ilgili kuruluşların da görüşünün geldiğini hatırlattı. Anayasanın üst norm olduğuna dikkat çeken Çiçek, "Ondan sonra yasa geliyor. Terörle Mücadele Yasası ile ilgili düzenleme yapılırken anayasadaki hükümleri değiştirme imkanı yok. Bu bir müstakil anayasa değişikliğini gerektirir. Anayasaya göre gözaltı süresi örgütlü suçlarda 4 gün, diğer suçlarda 48 saate kadardır. Tasarıda gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin bir düzenleme söz konusu değil. Çünkü İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uygun olarak 57. Hükümet döneminde bu değişiklik yapıldı" değerlendirmesini yaptı.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün AK Parti MKYK'da İngiltere'deki gözaltı sürelerini örnek gösterdiğinin hatırlatılması üzerine Çiçek, o bilginin doğru olmadığını, Gül'ün böyle bir bilgi vermediğini anlattı. Çiçek, Gül'ün sadece yasalarda bir eksiklik olması halinde bunların süratle giderilmesi tarzında bir beyanı olduğunu açıkladı. 'Özgürlük ve güvenlik dengesi sağlanacak dediniz ama öngörülen düzenlemeler AK Parti'li hukukçuların hazırladığı raporda eleştirilmişti. Bu konsensüsü nasıl sağlayacaksınız?' sorusuna ise Çiçek, "Yazılan yazıların önemli bir kısmının doğru olmadığını müteakip defalar açıkladım. Kişisel bilgiler bazen sanki rapor varmış da yazılmış gibi gösteriliyor. Kamuoyunda da bundan dolayı lüzumsuz tedirginlikler oluşabiliyor. Bu rapor sadece sayın başbakanda var. Başka kimsede yok. Ne zaman nerde nasıl okudunuz? Böyle hassas bir konuyu demifcn mutlak surette dış bağlantıları vardır. Hiğerlendirirseniz zaten farkında olmadan terörün yapmak istediği korku, şiddet, yılgınlık, tedirginlik meydana getirme yönünde değerlendirme yapmış, toplumda durup dururken bir tedirginlik meydana getirmiş olursunuz" cevabını verdi.
'Terörle Mücadele Yasa Tasarısında molotof kokteyline ceza getirilmesini öngören bir hüküm var mı?' sorusu üzerine Çiçek, özel olarak bunun olup olmadığına cevap veremeyeceğini ancak günün ihtiyaçları neyi gerektiriyorsa bunlar hesaba katılarak bir düzenlemenin yapılacağını ifade etti. Çiçek, "Teröristlerin cenazelerinin olduğu yere gömülmesi yönünde düzenleme olacak mı?' sorusuna, "Bu da olabilir" karşılığını verdi. Akaryakıt kaçakçılığı konusunda bir düzenleme yapılıp yapılmayacağı sorusu üzerine Çiçek, basın toplantısının ardından Akaryakıt kaçakçılığı ile ilgili komisyonun toplantısına katılacağını söyledi. Terörün önemli gelir kaynaklarından birinin de bu olduğuna işaret eden Çiçek, bu konuda hem yasal hem de idari düzenlemelerin yapılacağını duyurdu.
"TERÖR KONUSU KONUŞULACAKSA ÖNCE PKK'NIN BİR TERÖR ÖRGÜTÜ OLDUĞU AÇIK YÜREKLİLİKLE SÖYLENMELİ"
'Başbakan Erdoğan'ın medyaya yönelik eleştirileri var. Medyaya yönelik bir yönlendirme toplantısı yapmayı düşünüyor musunuz?' sorusu üzerine Çiçek, terör konusunun 20 yıldır Türkiye'nin gündeminde olduğuna işaret etti. Teker teker herkesin bu konuda yeterince tecrübe sahibi olduğunu vurgulayan Çiçek, "Neyin nasıl verilmesi gerektiğini bir başka ülkenin muhabirlerine nazaran Türkiye'dekiler daha iyi biliyor olmalı. Başka ülkelerde de benzer olaylar oluyor. Bunlar ne kadar, nasıl verildi? Bunu hepimiz biliyoruz. Bu konuda hepimizin bir özeleştiri yapmamızda fayda var. Bunun için bir yerden davet gelmesine gerek yok. Ama muhtemelen önümüzdeki günlerde Genel Yayın Yönetmenleri ile bir toplantı yapılmasında fayda olabilir. Son dönemde terörün mahiyetinde bir değişiklik var. Çocuklar ve kadınlar öne sürülüyor. Bizim hükümet olarak yorumları tayin etmemiz mümkün değil" dedi. Merkez Bankası Başkanı ataması ile ilgili soru üzerine Çiçek, "Merkez Bankası Başkanlığı'na gelecek isim sayın Cumhurbaşkanı'na teklif edilecektir. Onu bu hafta içinde büyük bir ihtimalle göndeririz" diye konuştu. Terörle Mücadele Yasası'nda yapılması öngörülen değişikliklerin neden 8-9 aydır bekletildiğinin sorulması üzerine Çiçek terör konusunda Türkiye'deki mevzuatta önemli düzenlemeler bulunduğuna dikkat çekti. Buna karşın terörün her gün yeni bir şekil aldığını ve boyut kazandığını dile getiren Çiçek, eski mevzuatları yeni baştan gözden geçirmek gerektiğini çünkü terörün dinamik bir süreç olduğunu anlattı. Yasaların da zaman içinde değişmesinde tabi bir şey olamayacağını kaydeden Çiçek, aradan geçen süre içinde Avrupa'da da bazı değişiklikler olduğunu hatırlattı.
Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya ile soruşturma raporunun tamamlandığının hatırlatılması ve soruşturmanın sonucunun ne zaman belli olacağının sorulması üzerine Çiçek, 2802 sayılı yasada soruşturmanın ya da incelemenin tabi olduğu usuller ve sürelerin belli olduğuna işaret etti. Bakanlık olarak bu usul ve sürelere uygun olarak hareket edeceklerini ifade eden Çiçek, "Dolayısıyla bu süre ve usul tamamlandığı anda da gidecektir. Bu işin gecikmesi diye bir şey yok. Ama alelacele bir şey yaparak kimsenin hakkını zayi etmeyi arzu etmeyiz. Özellikle bu bir yargı mensubuysa onun tabi olduğu usuller, kurallar 2802 sayılı Yasa'da ayrıntılı olarak düzenlenmiştir" şeklinde konuştu. DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk'ün Başbakan Erdoğan'dan randevu talebinde bulunup bulunmadığı ve bu talebi nasıl değerlendirdiklerini sorulması üzerine Çiçek şunları söyledi:
"O konuyu bugün konuşmadık. Böyle bir müracaatı var mı yok mu onu da şahsen bilemem. Kişisel kanaatim olarak söylüyorum. Terör konusu konuşulacaksa evvela PKK'nın bir terör örgütü olduğunu açık yüreklilikle söyleyin. Öyle yarım ağız, lafı dolaştırarak filan, 'biz şiddete karşıyız' filan demelerine gerek yok. Avrupa uzun süre bu terör örgütüne oralarda önemli imkanlar sağladı. Legal görüntü adı altında enstitüleri vardı, sendikaları vardı, vakıfları vardı, dernekleri vardı. Sıkıştıkları zaman oralara kaçıyorlar. Biz de onları iade ettirmek için hep uğraşıp duruyoruz. Bütün dünyanın PKK'yı terör örgütü olarak kabul ettiği, Amerika'nın, Avrupa Birliği'nin de kabul ettiği bir dünyada herkesin terörle mücadelede bunun bir terör örgütü olduğunu kabul etmesi gerekir ama amasız, fakatsız, şartsız. Bu benim şahsi görüşüm. Amalı, fakatlı, bir türlü terör örgütü olduğunu kabul etmeden yapılacak görüşme olsa olsa biraz reklam amacına yönelik konuşmalar olur. Buna da gerek yoktur."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.