Bir süredir kamuoyu gündemini meşgul eden Ayvacık ve bölgesindeki depremler, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde (ÇOMÜ) düzenlenen panelde masaya yatırıldı.
Mühendislik, Sosyoloji, Psikoloji ve Mimarlık alanlarından deneyimli akademisyenler konuyu çeşitli yönleriyle ele aldı, görüş ve önerilerini paylaştılar.
Troia Kültür Merkezi’nde düzenlenen panele ÇOMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Erdem, Çanakkale AFAD İl Müdürü Levent Yılmaz, PTT Başmüdürü Hüseyin Zengin, GMKA Ajansı İl Koordinatörü Recai Başaran ile ÇOMÜ’lü akademisyenler ve öğrenciler katıldılar.
Moderatörlüğünü, ÇOMÜ Rektör Yardımcısı ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süha Özden’in yaptığı panelde, ilk olarak Prof. Dr. Özden faylar ve hareketleriyle ilgili bilgiler aktardı. Özden, bölge içerisinde irili ufaklı bir çok fay bulunduğunu söyledi ve şunları ekledi:
Buradaki Etkinlik Azalarak Bitecek Gibi Görünüyor
“Buradaki etkinlik azalarak bitecek gibi görünüyor. Temel kurallar içerisinde 5.3’ün üzerine çıkacak bir deprem olasılığını çok düşük görüyorum. Bölgedeki enerji büyük ölçüde açığa çıkmış gibi görünüyor. Ama yine tabiat bizi her zaman yanıltabilir”
Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Tolga Bekler bölgemizde daha önce meydana gelen depremlere dair notlar aktardı.
Ayvacık Depremleri Bu Bölge İçin Yeni Bir Durum Değil
Tektonik yapının anatomisi incelendiğinde heyecanlı, dinamik ve genç bir yer yapısı olan bu bölgede yüzyıllardır depremlerin yaşandığını ve yaşanmaya da devam edeceğini söyleyen Bekler; ‘’ Fayların olduğu yerler her zaman deprem üretmeye aday olan yerlerdir. Dolayısıyla Ayvacık depremleri bu bölge için yeni bir durum değil. Biz sismologlar olarak bu hareketliliğin kökenine inmeye çalışıyoruz’’ dedi ve kurdukları deprem istasyonlarıyla ilgili bilgileri aktardı.
İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhun Köksal, deprem bölgesinde yapısal hasarlara yönelik yaptığı gözlemleri izleyicilerle paylaşırken şunları söyledi:
Evlerimiz Depreme Dayanıklılık Yönünden Zayıf, 5 Büyüklüğünde Sarsıntıdaki Hasara Şaşmamak Gerek
“Depremler konusunda tecrübesi olan Japonya’da insanlar panik yapmadan önlem alırken ülkemizde ise panik halinde kaçışan insanların çokluğunu görüyoruz. Çünkü bizde evler depreme dayanıklılık yönünden zayıf. Japonya’da deprem esnasında insanlar sakinliğini koruyor, raflarda duran malzemeler veya kitaplar dâhil düşmüyor. Ayvacık bölgesindeki hasar gören yapı stoku, yığma tarzı. Gülpınar nahiyesinin içinde yapıların genel halinin yığma dediğimiz şeklinde görmekteyiz. Tuzla ve Gülpınar’da daha kaliteli taşlardan ve harçtan oluşan yığma yapılar mevcutken, Yukarıköy gibi depremde en fazla etkilenen kısımlarda arada doğru düzgün her hangi bir harcın kullanılmadığı, düzensiz taşlardan yapılmış ve boş bırakılmış hemen devrilebilecek taşların mevcut olduğunu yapılan incelemelerde gördük. Bu sebepten 5 veya 5.5 oranında olan sarsıntıda oluşan hasara şaşırmamamız gerekiyor”
Mimarlık Bölümünden Yrd. Doç. Dr. Ali Tolga Özden bölgemizdeki depremlerin hasarlarının nedenlerine dair tesbitlerini paylaştı.
Panel; Jeoloji Mühendisliği Bölümünden Yrd. Doç. Dr. Celal Tunusluoğlu, Arş. Gör. Dr. Ozan Deniz ve Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Biriminden Uzman Serdar Topal’ın sunumlarıyla devam etti, soru cevap bölümüyle sona erdi. // EGE BASIN GRUBU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.