Aybar Aliağa Kent Konseyini Uyardı

AK PARTİ ALİAĞA İLÇE BAŞKAN VEKİLİ MESUT YAŞAR AYBAR ALİAĞA KENT KONSEYİNİ UYARDI

AYBAR “ALİAĞA KENT KONSEYİ CHP’NİN ARKA BAHÇESİ GÖRÜNÜMÜNDE SİYASALLAŞTI”

ALİAĞA HABER/ ALFATİVİ/ ŞENOL GÖK / Ak Parti Aliağa İlçe Başkan vekili Mesut Yaşar AYBAR, Aliağa kent konseyinin chp’nin arka bahçesi görünümüne büründüğünü belirterek siyasallaştığını iddia etti.

Aybar,  Kent Konseyleri 5393 sayılı Belediye Kanunu ve 26313 sayılı Kent Konseyi Yönetmeliği’ne dayanarak kurulmuş yapılar olduğunu ve  Kuruluş amaçlarının ; “kent yaşamında, kent vizyonunun ve hemşerilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım, yönetişim ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmek”tir. Merkezi yönetimin, yerel yönetimin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve sivil toplumun ortaklık anlayışıyla, hemşerilik hukuku çerçevesinde buluştuğu; kentin kalkınma önceliklerinin, sorunlarının, vizyonlarının sürdürülebilir kalkınma ilkeleri temelinde belirlendiği, tartışıldığı, çözümlerin geliştirildiği ortak aklın ve uzmanlaşmanın esas olduğu demokratik yapılar ile yönetişim mekanizmalarını ifade eder. “şeklinde olduğunu hatırlattı.

Ak Parti Aliağa İlçe Başkan vekili Mesut Yaşar Aybar’ın açıklaması şöyle, ” Evet bu da nerden çıktı şimdi diyeceksiniz. Hemen izah edelim; kent konseyi platformu 8-9 aralık günlerinde ilçemizde bir dizi toplantı ve söyleşi yaptı. Bazı oturumlara katılma fırsatımız oldu. 8 aralık cumartesi günü yapılan ve herkes için adalet konulu oturuma ilçe başkanımız Kazım ULAŞ, 9 aralık pazar günü yapılan Büyükşehir belediye  kanununun konuşulduğu oturuma  bendeniz katıldım. Konusu herkes için adalet olan ve ihaleye fesat karıştırmaktan dolayı yargılanıp 8 yıl 4 ay hapis cezası alan daha sonra da   cezası Yargıtay tarafından da onaylanan Dikili belediye başkanı Osman özgüven’e destek mitingine dönüşen oturumda ilçe başkanımızda söz alarak haziruna hitap etmiştir. İlçe başkanımız yaptığı konuşmada hükümete yapılan eleştirilerin haksız olduğunu, yeni Büyükşehir yasasının ülkemizin kalkınmasında ve Büyükşehir sınırları içindeki kalkınmışlık farkının ortadan kalkmasına büyük katkı sağlayacağını ifade etti. Osman özgüven için geçmiş olsun dileklerini ileten başkanımız, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir hukuk devleti olduğunu, suç işleyeninde mutlaka cezasını çekeceğini ve çekmesi gerektiğini belirtti. Zamanında bu ülkede sadece şiir okuduğu için belediye başkanlığından alınarak hapse atılanlar olduğunu hatırlatan ilçe başkanımız kent konseylerinin işin bu olmaması gerektiğini söyledi.

9 aralık pazar günü yapılan oturumun konusu Büyükşehir yasasıydı , ilçemizi de yakından ilgilendiren bu yasa hakkında daha geniş bir şekilde bilgilenmek ve yasayla ilgili eleştirileri öğrenebilmek için oturuma bende katıldım. İlk söz chp Eskişehir milletvekili Kazım KURT a verildi. Milletvekili yaptığı konuşmada yasanın içeriğine hemen hemen hiç değinmeden, bazı eleştiriler yaptı. Yasanın 6 madde ve 2 geçici madde halinde komisyona geldiğini komisyonda ve TBMM de yasaya ilaveler yapılarak yasanın  çıktığını  belirtti , buradan yola çıkarak yasanın hazırlıksız bir şekilde düşünülmeden hazırlandığını ima etti. Halbuki  sn. milletvekili komisyonlar ve TBMM nin bu iş için var olduğunu, gelen kanun teklifleri ve yasaların komisyonlarda enine boyuna görüşülüp eksiklikleri varsa ilaveler yapıldığını, hatalı yönleri varsa düzeltildiğini daha sonrada TBMM ne geldiğini, burada yine önergelerle ilaveler yapılabildiğini ve bu kurumların işinin bu olduğunu bilmeliydi. Yine Sn. Milletvekili konuşmasının başında bu yasayla köylülerin yönetime katılma haklarının ellerinden alındığını söyledi, konuşmasının sonunda ilk söylediklerini unutmuş olacak ki bu yasayla taşrayı temsilen büyükşehire daha fazla belediye meclis üyesi geleceğini belirterek bunun yönetimdeki sıkıntılarını anlatmaya çalıştı.  Daha sonra sırasıyla diğer kent konseyi temsilcileri de söz aldı hatırımda kalanlar Çankaya, Kartal, Seferihisar,Samsun, Diyarbakır . Kürsüye çıkan her temsilci kendisini chp ilçe danışma meclis toplantısında zannederek Büyükşehir yasasının içeriği hakkında konuşmak yerine niyet okumaya çalıştılar, olsa olsa hükümet bu yasayı şunun için çıkartmıştır, belki de bunun için gibi akla mantığa sığmayacak bir sürü laf kalabalığı. Tabi bu arada hükümetle  nasıl mücadele edileceğini nasıl birlik olmaları gerektiğini anlatmaya çalıştılar salondakilere, bazıları chp milletvekilinin salonda olmasını fırsat bilip yol göstermeye, vekil ve teşkilatlara akıl vermeye çalıştı kendi aklınca. Çankaya kent konseyi temsilcisi hızını alamadı sokakları hareketlendirelim çözüm sokakta dedi.

AYBAR “KENT KONSEYLERİ NE İŞ YAPAR “

Kent konseylerinin ne iş yaptığını anlamaya çalışıyordum ki, henüz sabah mahmurluğunu üzerinden atamadan salona teşrif eden Aliağamızın siyaset büyüğü Hakkı ÜLKÜ konuşmaya başladı ve kafamdaki soruya da cevap vermiş oldu. ÜLKÜ kent konseylerinin ilk uygulayıcılarından birisi olduğunu ve kendi belediye başkanlığı zamanında uyguladığını anlatarak, zeytinli parkta yaptıkları ışıklandırmaların banklarda sevişen gençler tarafından, işlerine engel olduğu gerekçesiyle kırıldığını,  belediyenin  de çocuklardan bir tim kurarak bunları zabıtaya haber vererek engellemeye çalıştığından bahsetti. Evet kent konseyinin görevinin park lambalarının kırılmasını engellemek için çocuklardan tim kurmak olduğunu da böylelikle öğrenmiş olduk.

Gelelim sözün özüne;

1-Kent konseyleri platformunun görevi Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri tarafından cari hukuk sistemine göre yargılanan ve suçluluğu mahkeme kararıyla  sabit olan kişilere destek toplantıları yaparak suç ve suçluyu övmek midir?

2-Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve TBMM nin çıkartmış olduğu kanunlar için halkı sokağa çağırarak (Çankaya kent konseyi temsilcisi) anarşi arayışı içinde olmak mıdır?

3-chp  nin nasıl başaralı olabileceği ve ne gibi çalışmalar yapması gerektiğiyle ilgili yol haritası çıkartmak mıdır?

Bulundukları il ve ilçelerde kamu kurumları, sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, belediye ve muhtarlardan temsilcilerin katılımıyla oluşan kent konseyleri acilen 5393 sayılı Belediye Kanunu ve 26313 sayılı Kent Konseyi Yönetmeliği’nde  belirlenen görev ve sorumluluk sınırları içinde çalışmalarını yürütmeleri yani asli görevlerine dönmeleri gerekir.

Aksi halde, 68 kuşağının son kalıntıları izlenimi veren bu abi ve ablalar kendilerini başka sivil toplum örgütlerinde tatmin etsinler.”