DÜNYANIN HER YERİNDE KOBİ’LER ÇEKİNGEN
Dünyanın önde gelen yazılım şirketlerinden SAP’nin, Londra merkezli Economist Intelligence Unit (EIU) adlı bağımsız araştırma kuruluşuna yaptırdığı “Büyük Düşünmek: Orta Ölçekli Şirketler ve Büyümenin Getirdikleri” adlı araştırmanın sonuçları açıklandı. Küçük ve orta ölçekli şirketlerin karşılaştığı zorluklar, işe ve pazara yönelik yaklaşımlarının incelendiği araştırmanın görüşmeleri 2005’in son çeyreği ile 2006’nın ilk çeyreği arasında yapıldı. Araştırma kapsamında, 18 ülkeden yıllık ciroları 20 ile 500 milyon dolar arasında değişen 3 bin 700’den fazla küçük ve orta ölçekli şirket yöneticisi ile görüşüldü. Araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 39’u Avrupa’da, yüzde 37’si Asya-Pasifik bölgesinde ve yüzde 24 ‘ü ise Kuzey, Orta ve Güney Amerika bölgesinde faaliyet gösteriyor.
RİSK ALMADAN BÜYÜME
Araştırma sonucunda KOBİ’lerin yüzde 62’sinin yaşayabilecekleri riskleri kontrol altında tutabilmek için yavaş bir büyümeyi tercih ettikleri saptandı. Risklere karşı kontrollü ve yavaş büyüme eğilimi, Asya Pasifik bölgesinde yüzde 73, Amerika’da yüzde 69, Avrupa’da ise yüzde 53 olarak ölçüldü.
Kısıtlı bütçelerinden dolayı araştırmaya katılan şirketlerin sadece yüzde 46’sının 3 yıl içinde büyüme planladığı, geri kalanın ise mevcut durumlarını koruma eğiliminde oldukları saptandı. Ciro olarak nispeten daha büyük olan orta ölçekli şirketler, küçük işletmeleri satın almayı veya onlarla birleşmeyi yapısal büyümenin bir yolu olarak değerlendirirken, geri kalan diğer küçük orta ölçekli şirketler ise büyümek için ulaştıkları müşteri kitlelerinin genişlemesi gerektiğini düşünüyorlar. Bu konuya oransal olarak bakıldığında, Amerikadaki şirketlerin yüzde 62’si, Asya Pasifikteki şirketlerin yüzde 50’si, Avrupadakilerin yüzde 46’si sadece satışları ve müşteri sayısını artırarak büyüyebileceklerini düşünüyorlar.
Araştırmaya katılan şirketlerin büyük çoğunluğu, mevcut iş süreçlerini verimli kılıp maliyetlerini azalttıklarında büyüyebileceklerini inanıyor. Elde edilen sonuçlar küçük ve orta ölçekli şirketlerin her fiyat ortamında büyümeye hazır olmadıklarını gösteriyor. Karlılık önceden olduğu gibi her zaman ana unsur görülüyor.
AVANTAJLARI KAYBETMEDEN REKABET
Küçük ve orta ölçekli şirketlerin büyük çoğunluğu, büyümenin iç pazarda değil dış pazarlarda olabileceğini düşünüyor. Araştırmaya katılan şirketlerin üçte biri (yüzde 36’sı) uluslararası alanda büyüyebileceklerini düşünüyor. Ama büyük şirketlere göre çok kısıtlı olan bütçe ve imkanlarından ötürü, dışarıya açılırken girecekleri pazar ve alanla ilgili çok seçici olmaları gerektiğini belirtiyorlar. KOBİ’ler yabancı pazarlara açılmanın en güvenli yol olarak, o pazarlarda faaliyet gösteren yerel firmalarla işbirliği yapmayı görüyor. KOBİ’ler, ilerleyen teknolojinin, maliyet düşüklüklerinin yanında; üretim, pazarlama ve satış kolaylıkları yarattığı ve eski yıllara göre çok daha iyi bir şekilde büyük firmalarla rekabet edilebileceğini belirtiyor.
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyümeye çalışırken, büyük firmalara karşı küçük olmanın getirdiği kolay uyum, esneklik, fiyat kontrolü ve yakın müşteri ilişkileri konusundaki avantajlarını kaybetmekten korktukları ortaya çıktı.
KALİFİYE ELEMAN İSTİHDAMI VE YASAL YÜKÜMLÜLÜKLER
Küçük ve orta ölçekli şirketler, büyümekte ve büyük firmalarla rekabet etmekte karşılaştıkları en büyük güçlüğün kalifiye eleman eksikliği olduğunu belirtiyorlar. Araştırmaya katılan yöneticilerin yüzde 33’ü kaliteli eleman eksikliğini belirleyici en önemli büyüme engeli olarak tanımlıyor. Araştırma kalifiye eleman probleminin en çok Asya kıtasında hissedildiğini ortaya koyuyor. Kalifiye elemanları sosyo kültürel faktörlerden dolayı kısıtlı imkanları olan coğrafi bölgelerde istihdam etmenin de çok zor olduğu vurgulanıyor.
Araştırma, vergi düzenlemeleri ve bürokratik zorunlulukların, küçük ve orta ölçekli işletmelerin karşılaştığı önemli sorunlardan biri olduğunu ortaya koyuyor. Büyük firmalara sağlanan vergi kolaylıklarının ve özel yasal düzenlemelerin küçük ve orta ölçekli firmalara sunulmuyor olması, KOBİ’lerin gelişmesini engellediği vurgulanıyor. KOBİ’ler, yeterli tasarruf ve sermaye birikimin de bulunamadıklarından kendi içlerinde finans ve hukuk gibi profesyonel departmanlar oluşturamadıklarını söylüyorlar.
TEKNOLOJİNİN ROLÜ, BÜYÜME VE REKABETE ETKİSİ
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin karşılaştığı bir diğer zorluk da, teknolojiyi gerektiği gibi işlerinde kullanamayışları. Araştırmaya katılan şirket yöneticilerinin çoğu yeterli ve doğru teknoloji kullanamamaktan şikayetçi. Şirketlerin yüzde 39’u gelecek üç yıl içinde yeni yazılım ve donanım teknolojilerine yatırım yapmayı planladıklarını vurguluyor.
IT’nin sektör bağımsız her firma için aynı öneme sahip olduğu belirtiliyor ve araştırmaya katılanların yüzde 69’u IT’nin, yapılan işten ve büyüme planlarından bağımsız düşünülemeyeceğine inanıyor. Katılımcıların yüzde 57’si bir şirketin ne kadar rekabetçi olabileceği ne düzeyde güçlü bir teknoloji kullandığıyla doğru orantılıdır diyor. Yöneticilerin yüzde 72’si şirketin büyüyebilmesi ve esnek yapısını koruyabilmesi için teknoloji kullanımını vazgeçilmez görüyor.
Araştırmada, herkesin IT’nin iş için vazgeçilmez bir destekleyici unsur olduğu konusunda hem fikir olduğu belirtiliyor. Yöneticilerin dörtte üçü, IT stratejilerinin kurumsal stratejinin temelinde yattığını ifade ediyor. Araştırmada yöneticilerin yüzde 68’i işlerinin büyümesi için IT’nin önemli bir rol oynadığı görüşünde. Araştırma sonucunda, şirketlerin yüzde 63’ünde IT ile ilgili alınan önemli kararlarda genel müdür veya başkan düzeyinde kişilerin sorumlu olduğu ifade ediliyor.
Araştırma kapsamında, işe yönelik yazılım çözümleri kullanan işletmelerin, kullandıkları teknolojik iş çözümlerine nasıl baktığı ve ne derece memnun olduğu ile ilgili verilerde incelenmiş. Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) çözümleri kullanan küçük ve orta ölçekli şirketlerin yüzde 60’ı, CRM çözümlerinin müşteri ilişkilerini geliştirmede çok etkili olduğunu ve büyümelerine yardımcı olduğunu söylüyor. Katılımcıların yüzde 65’i de, tedarikçiler ve iş ortakları ile işbirliklerini yöneten Tedarik Zinciri yönetimi (SCM), Tedarikçi İlişkileri Yönetimi (SRM) gibi yazılım çözümlerinin iş ortakları ve tedarikçilerle iş geliştirmek ve onları kontrol etmek için çok gerekli olduğunu belirtiyor. Kendi yapılarına uyarlanmış Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) çözümleri kullanan küçük ve orta ölçekli işletmeler, iş ve bilgi akışlarının düzenlenmesinde ve büyümelerinde bu çözümlerin çok etkili olduğunu vurguluyor.
Araştırma sonucunda yer alan yorumda, bir teknoloji ne kadar iyi ve gelişmiş olursa olsun o teknolojiyi kullanan kişilerin kullanma becerileri ile sınırlıdır deniyor. Araştırmada şirketlerin çoğu, çalışanlarının IT birikiminden ve teknolojiyi kullanma düzeylerinden şikayetçiler ve çoğu zaman çalışanların geleneksel çalışma alışkanlıklarını değiştireceği korkusuyla teknolojik yeniliklere karşı direnç gösterdiklerini belirlendi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.