Dünya petrol fiyatlarındaki hızlı artış sonucu bugünlerde varil fiyatı 60 dolar seviyesini de aştı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre yeni kaynak bulunup üretim arttırılmadığı takdirde Türkiye’yi yakın gelecekte bir enerji krizi bekliyor. Ortaya çıkan bu tabloda sorulması gereken ilk soru “var olan kaynakları nasıl daha tasarruflu kullanabiliriz” oluyor.
Enerji kaynaklarını gereksiz yere israf etmemek için tüm yapılarda bazı önlemler alınması gerekiyor. Konutlarda tüketilen enerjinin büyük bir kısmı ısınma amaçlı olarak kullanılıyor ve bu enerjinin etkin kullanılması ancak ısı yalıtımı ile sağlanabiliyor. Isı yalıtımı ile ısınma ve soğutma giderlerinde ortalama yüzde 50 tasarruf yapılabiliyor. Bu tasarrufun Türkiye’deki toplamı ise 5 milyar doları aşıyor. Bugün IMF’den gelecek 1.6 milyara dolar krediyi bekleyen Türkiye için 5 milyar dolar havaya savrulamayacak kadar büyük bir rakam. Bu rakamın büyüklüğü de ısı yalıtımının ne kadar önemli ve gerekli olduğunun en büyük göstergesi.
Türkiye’nin bina yalıtımı açısından durumunu gösteren kapsamlı araştırmalar yapılmamakla birlikte yalıtım konusunda çok gerilerde olduğu görülüyor. Yıllardır Avrupa Birliği’ne girme umuduyla ekonomisinde iyileştirmeler yapmaya çalışan Türkiye, yalıtım konusunda AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında oldukça vahim durumda. Örneğin Türkiye’ye benzer iklim ve nüfus özellikleri sergileyen Fransa’da 30 milyon metreküp olan yalıtım ürünleri pazarı ülkemizde sadece 4 milyon 500 bin metreküpe ancak ulaşabiliyor.
Yalıtımın sağladığı tasarruf için ise Türkiye ile Almanya’nın enerji tüketim oranlarına bakılabilir. Bugün ülkemizde binaların metrekare başına enerji tüketimi yaklaşık 60 ila 120 kwh arasındadır. Oysa Almanya’ya bakıldığında bu oran yarı yarıya azaltılarak 30 ila 70 kwh’ye inebiliyor. Bu rakamlar bir anlamda yalıtımla yapılacak tasarrufu gösteriyor.
Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği İZODER’in Çevre Bakanlığı için hazırladığı “Yalıtım ve Küresel Isınma” başlıklı raporda da enerji tasarrufu konusuna yer veriliyor. İZODER Genel Koordinatörü Ertuğrul Şen, raporun “Enerjinin Verimli Kullanılması” başlığını taşıyan sonuç bölümünde de belirtildiği üzere, etkin enerji tasarrufu politikaları uygulanmazsa gelecekte ülkemizin enerji ve çevre sorunları ile karşı karşıya kalacağına dikkati çekiyor. Binalarda enerjinin verimli kullanılması için ısı yalıtımı yapılması, yalıtımlı doğrama ve camların kullanılmasını öneren Şen, böylelikle ısıtma ve soğutma amaçlı tüketilen yakıt miktarının yarı yarıya düşürüleceğini vurguluyor.
Türkiye’de yapılardaki yalıtım eksikliğinin en önemli nedenlerinin başında oturmuş bir ulusal enerji tasarruf politikasının olmaması ve hazırlanmış olan yönetmeliklerin de uygulanamaması geliyor. Ayrıca mevcut yapıların yüzde 60’ının ruhsatsız olması standartlara uygun olmayan yapıların artmasına, dolayısıyla yalıtım uygulamalarının yaygınlaşmasına engel oluyor.
Tüm bunların altında yatan en önemli etken ise Türkiye’deki yalıtım bilincinin yetersizliği ve birçok konunun yanlış bilinmesi. Aslında yalıtım bilinenin aksine pahalı bir uygulama değil. Yalıtım binanın inşası aşamasında yapılırsa sadece yüzde 5 civarında ek bir maliyet getiriyor. Başlangıçta ödenen maliyetteki bu artış ise 2 ila 5 yıl arasında geri dönüyor. Sonuçta yalıtım hem aile bütçesine hem de ülke ekonomisine büyük bir katkı sağlıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.